Gördüğüm şey karşısında tam anlamıyla afallamıştım.
- I was literally stunned by what I saw.
Onun söylediğini tam olarak anladım.
- I took what she said literally.
Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
- Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.
Metni harfi harfine çevirdi.
- She translated the text literally.
Onun görüşlerini harfiyen almayın.
- Don't take his remarks too literally.
Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
- Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.
O, cümlenin gerçek anlamını açıklıyor.
- He explains the literal meaning of the sentence.
O gerçekten hayatımı mahvedebilir.
- That could literally ruin my life.