Belki bilmek istemiyorum.
- Maybe I don't want to know.
Bir otelde yangın kaçışının nerede olduğunu bilmek hayatınızı kurtarabilir.
- Knowing where the fire escape is in a hotel may save your life.
Bu, gemimizin ilk yolculuğu.
- This is our ship's maiden voyage.
İlk adım Mary'dir, Poppins ise benim kızlık soyadım.
- My first name is Mary and Poppins is my maiden name.
23 Mayıs'ta geleceğim.
- I'll come on May 23rd.
Nisan yağmurları mayıs çiçeklerini getirir.
- April showers bring May flowers.
İki adam genç kızın kalbi için yarıştı.
- The two men competed for the young maiden's heart.
Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
- The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
Annenin kızlık soyadı nedir?
- What's your mother's maiden name?
Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
- The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
And for all women Sir Bors was a vergyne, sauff for one, that was the doughter of Kynge Braundegorys , and sauff for her, Sir Bors was a clene mayden.
She's unmarried and still a maiden.