Yangının uğultusu çığlıkları bastırdı.
- The roar of the fire drowned the screams.
Biz yaklaşırken, aslan kükremeye başladı.
- The lion began to roar as we approached.
Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.
- The lion opened its huge mouth and roared.
Aslanların kükremesini duydunuz mu?
- Did you hear the roar of the lions?
Aslan kükremesini duydun mu?
- Did you hear the lion roar?
Sağır edici bir gürlemeyle, roket uzaya fırlatıldı.
- With a deafening roar, the rocket was hurled into space.
Kendi toplarının gürlemesi son derece gürültülüydü.
- The roar of their own cannons was extremely loud.