Buna bir göz atmak ister misin?
- Would you like to take a look at it?
Lütfen ne zaman isterseniz içeri gelip sergimize bir göz atmak için tereddüt etmeyin.
- Please do feel free to come in and take a look at our exhibition anytime.
Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
- As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
Meg bile bana bakmadı.
- Meg didn't even look at me.
Sabah güneşi bakmak için çok parlak.
- The morning sun is too bright to look at.
O, postere bakmak için durakladı.
- He paused to look at the poster.
... Nonetheless, my piece was all about look at it ...
... I can bring up the details and look at is this a ...