Sanırım Tom'dan bir parça öğrendik.
- I think we've learned a little bit from Tom.
Fakat ben bir parça et bile yemiyorum.
- But, I don't eat even a little bit of meat.
Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?
- Could you please speak a little bit more slowly?
Biraz daha sabırlı olsaydın, bulmacayı yapabilecektin.
- You'd be able to do the puzzle if only you had a little bit more patience.
Ben bir çocukken, böceklere dokunmak beni bir parça rahatsız etmezdi. Şimdi neredeyse onların resimlerine bakmaya katlanamıyorum.
- When I was a kid, touching bugs didn't bother me a bit. Now I can hardly stand looking at pictures of them.
Tom üniversiteden beri bir parça değişmedi.
- Tom hasn't changed a bit since college.
Biraz sakinleşmelisin.
- You should relax a bit.
Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
- Can I give you a bit of advice?
Kimya ile zerre kadar ilgilenmiyorum.
- I'm not a bit interested in chemistry.
Bebek yedi libre, sekiz ons ağırlığında.
- The baby weighed seven pounds, eight ounces.
Bu pastayı yapmak için iki ons vanilyamız olmalı.
- We must have two ounces of vanilla to make this cake.
Tom'un bir parça insanlığının olmadığı açık.
- It's clear Tom doesn't have an ounce of humanity.
Tom'un bir parça insanlığının olmadığı açık.
- It's clear Tom doesn't have an ounce of humanity.
Could you move over just a scootch?.
He didn't feel even an ounce of regret for his actions.
Could you move that up a bit?.
... could tell us a little bit more. ...
... silicon, a little bit of fibre glass. ...