a lengthwise dressed half of an animal's carcass used for food

listen to the pronunciation of a lengthwise dressed half of an animal's carcass used for food
Englisch - Türkisch

Definition von a lengthwise dressed half of an animal's carcass used for food im Englisch Türkisch wörterbuch

side
{i} kenar

Yolun kenarında duruyordu. - He was standing at the side of the road.

Hipotenüsün karesi diğer iki kenarın kareleri toplamına eşittir. - The square of the hypotenuse is equal to the sum of the squares of the other two sides.

side
bir yanda bulunan
side
yan taraf

Hakem, tenis kortunun yan tarafında yüksek bir sandalyede oturuyor. - The umpire sits in a high chair at the side of the court.

Onun yan tarafında bir ağrısı var. - He has a pain in his side.

side
kısım
side
(with/against ile) tarafını tutmak
side
yön

Hayata her zaman olumlu yönden bak. - Always look on the bright side of life.

Çıkış seyahat yönünün sağ tarafında. - The exit is on the right side of the direction of travel.

side
bölüm
side
{i} 1. yan, taraf: Which side of the box has a label on it? Kutunun hangi tarafı etiketli? The house was on the side of a hill. Ev bir tepenin
side
{f} against -e karşı olmak
side
(isim) yan, taraf, kenar, kıyı, böğür, bölüm, taraftar, takım [brit.], hava, çalım
side
etek taraftarlar
side
{i} böğür
side
{i} takım [brit.]
side
yanda veya yandan olan
side
{i} kıyı
side
(sıfat) yan, yandaki, yanındaki, ikincil, ikinci derecede
side
ikinci
Englisch - Englisch
side
a lengthwise dressed half of an animal's carcass used for food

    Silbentrennung

    a length·wise dressed half of an animal's car·cass used for food

    Türkische aussprache

    ı lengthwayz drest häf ıv ın änımılz kärkıs yuzd fôr fud

    Aussprache

    /ə ˈleɴɢᴛʜˌwīz ˈdrest ˈhaf əv ən ˈanəməlz ˈkärkəs ˈyo͞ozd ˈfôr ˈfo͞od/ /ə ˈlɛŋθˌwaɪz ˈdrɛst ˈhæf əv ən ˈænəməlz ˈkɑːrkəs ˈjuːzd ˈfɔːr ˈfuːd/
Favoriten