a leap; an elastic spring; a jump

listen to the pronunciation of a leap; an elastic spring; a jump
Englisch - Türkisch

Definition von a leap; an elastic spring; a jump im Englisch Türkisch wörterbuch

bound
{i} fırlama
bound
{f} sınırlamak
bound
hoplamak
bound
atlayış
bound
kalgımak
bound
ciltlenmiş
bound
düşkün
bound
sekmek
bound
azimli
bound
gidici
bound
{s} ciltli, ciltlenmiş
bound
f., bak. bind
bound
bind bağla
bound
{i} avut
bound
giden

Los Angeles'a giden bir uçağa bindi. - He boarded a plane bound for Los Angeles.

Sendai'ye giden tren az önce gitti. - The train bound for Sendai has just left.

bound
{s} zorunlu

Tom unutmaya zorunlu. - Tom is bound to forget.

Er ya da geç onun olacağı zorunluydu. - It was bound to happen sooner or later.

bound
yaylan/zıpla/sınırla
bound
sıçratmak
bound
{s} yola çıkmış
bound
{s} for -e giden
Englisch - Englisch
bound