a latin preposition signifying for, before, forth

listen to the pronunciation of a latin preposition signifying for, before, forth
Englisch - Türkisch

Definition von a latin preposition signifying for, before, forth im Englisch Türkisch wörterbuch

pro
yerinde

Cinsel taciz iş yerinde ciddi bir sorun olabilir. - Sexual harassment can be a serious problem in the workplace.

Uygun elbiseler iş yerinde çok önemlidir. - Proper clothes count for much in business.

pro
için

GDO'lu ürünler insan hayatı için tehlikelidir. - Products with GMO are dangerous to human life.

Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır. - Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests.

pro
yerine geçen

Profesör Rosa'nın yerine geçen öğretmen Arjantinlidir. - The teacher who substituted for professor Rosa is from Argentina.

pro
taraflar
pro
yandaş
pro
lehinde

Önerinin lehinde mi yoksa aleyhinde misin? - Are you for or against the proposal?

O, teklifin lehinde oy verdi. - He voted for the proposal.

pro
orospu
pro
destekleyen fikir
pro
önek ... taraftarı, ... yanlısı, -in tarafını tutan: He´s pro-French. 1. O, Fransızların tarafını tutuyor. 2. O, Fransızcadan yanadır
pro
lehte olanlar
pro
dili profesyonel atlet
pro
fahişe

Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır. - Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.

Brush'ın annesinin bir fahişe olduğunu duydum. - I heard that Brush's mother is a prostitute.

pro
taraftarı
pro
yanlısı

Nagasaki yanlısı bir futbol takımı kuralım. - Let's put together a pro-soccer team for Nagasaki!

pro
yanında

Bu ürünü küvet, lavabo, duş, yüzme havuzu ya da su ve rutubetin olduğu başka herhangi bir yerin yanında kullanmayınız. - Do not use this product near a bathtub, sink, shower, swimming pool, or anywhere else where water or moisture are present.

Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir. - The problem is that Tom doesn't want to sit next to Mary.

pro
lehte oy/profesyonel
Englisch - Englisch
pro