a large number of items; a large inventory

listen to the pronunciation of a large number of items; a large inventory
Englisch - Türkisch

Definition von a large number of items; a large inventory im Englisch Türkisch wörterbuch

host
{f} evsahipliği yapmak
a number of
bir kaç
host
(Bilgisayar) ana makine
host
(Bilgisayar) ana sistem
a number of
birtakım

Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var. - I have a number of influential friends.

Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu. - Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.

host
barındırmak
host
(Bilgisayar,Tıp) konak

Tom konakta savurgan bir partiye ev sahipliği yaptı. - Tom hosted an extravagant party at his mansion.

a number of
birkaç

Birkaç yolcu yaralandı. - A number of passengers were injured.

Birkaç arkadaş onu uğurladılar. - A number of friends saw him off.

host
konuk ağırlamak
host
sunucu

Favori talk show sunucun kim? - Who's your favorite talk show host?

En sevdiğiniz geç gece talk-show sunucusu kim? - Who's your favorite late night talk show host?

host
ev sahibi

O, çok eğlenceli parti için ev sahibine teşekkür etti. - He thanked the host for the very enjoyable party.

Olimpiyatların ev sahibi ülkesi 1992'de İspanya'dır. - Spain is the host country for the Olympics in 1992.

a number of
Bir dizi

O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı. - He has written a number of exciting detective stories.

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı. - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.

a number of
bir miktar

Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu. - The councilor tabled a number of controversial motions.

Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti. - Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.

host
ev sahibi,v.ev sahipliği yap: n.ev sahibi
host
{f} ev sahipliği yapmak, ağırlamak, konuk etmek; davet vermek
host
ev sahip

Sana ev sahipliği yapmam için tanrının beni seçmesine sevindim. - I'm glad that God has chosen me to be your host.

Partiye Dan tarafından ev sahipliği yapıldı. - The party was hosted by Dan.

host
okunmuş ekm
host
{i} ev sahibi; davet veren kimse
host
(Tıp) Diğer bir organizmayı içinde veya üzerinde, parazit olarak barındıran canlı, hastalık etkenini besleyen hayvan veya insan, konakçı
host
ev sahipliği yap

Johnsonlar çok sosyal insanlardır, onlar partilere sık sık ev sahipliği yapmaktan hoşlanırlar. - The Johnsons are very sociable people, who enjoy hosting parties often.

Japonya Olimpiyatlara kaç kez ev sahipliği yaptı? - How many times has Japan hosted the Olympics?

host
eski ordu
host
(Tıp) Doku naklinde kendisine gref uygulanan kişi
host
bazı Hıristiyan kiliselerinde Aşayı Rabbani ayininde takdis edilen ekmek
host
{f} sunuculuk yapmak
Englisch - Englisch
host

A host of parts for my Model A.

a number of
Several of

I spoke with a number of them about it.

a number of
Several

A number of people have commented on it.

A large number
dozens
A large number
truckload
A large number
slew
a large number
numerousness
a large number
multiplicity
a large number
score
a number of
several, numerous, many
a large number of items; a large inventory
Favoriten