Ben trafikteyken her zaman şerit değiştiririm.
- When I'm in traffic, I change lanes all the time.
Yolun iki şerite ayrıldığı bir yere geldik.
- We came to a place where the road branched into two lanes.
Çit bahçeyi kulvardan ayırır.
- A fence separates the garden from the lane.
Yolun iki şerite ayrıldığı bir yere geldik.
- We came to a place where the road branched into two lanes.
Avustralya otoyollarında onların bisiklet yolları var mı?
- Do they have bike lanes on the freeways in Australia?
Diğer öğrenciler onunla konuşmadığından dolayı Mary yalnızdı.
- Mary was lonely because the other students didn't talk to her.
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
- She always comforted herself with music when she was lonely.
Tek başıma olmam yalnız olduğum anlamına gelmez.
- Just because I'm alone doesn't mean I'm lonely.
Japonlara göre, tek başına uyuyan bir Amerikan bebeği yalnız görünüyor.
- To Japanese, an American baby sleeping by himself seems lonely.
O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.
- He lives in this lonely place by himself.
Tom olmadan burası çok ıssız olacak.
- It's going to be very lonely here without Tom.
... lane ...