En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.
- The rightmost lane is now under construction.
Ben trafikteyken her zaman şerit değiştiririm.
- When I'm in traffic, I change lanes all the time.
Çit bahçeyi kulvardan ayırır.
- A fence separates the garden from the lane.
Yolun iki şerite ayrıldığı bir yere geldik.
- We came to a place where the road branched into two lanes.
Avustralya otoyollarında onların bisiklet yolları var mı?
- Do they have bike lanes on the freeways in Australia?
O yalnızken kendini her zaman müzikle rahatlattı.
- She always comforted herself with music when she was lonely.
Yalnız bir hayat yaşadı.
- She lived a lonely life.
Japonlara göre, tek başına uyuyan bir Amerikan bebeği yalnız görünüyor.
- To Japanese, an American baby sleeping by himself seems lonely.
Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.
- When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.
Tom olmadan burası çok ıssız olacak.
- It's going to be very lonely here without Tom.
O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.
- He lives in this lonely place by himself.
... lane ...