Onun erkek arkadaşı hoş bir delikanlı.
- Her boyfriend's a nice lad.
O iyi genç bir delikanlı.
- He's a fine young lad.
O iyi genç bir delikanlı.
- He's a fine young lad.
Çok zeki genç bir hanımdır.
- She is a very intelligent young lady.
Bir zamanlar, uzak bir yerde, yaşlı bir adam ve yaşlı bir bayan yaşardı.
- Once upon a time, in a place far away, lived an old man and an old lady.
Kadın adama tahammül etti.
- The lady tolerated the man.
I think he reckons he's a bit of a lad.