Bu içecekler alakart.
- These drinks are a la carte.
Bu içecekler alakart.
- These drinks are a la carte.
Onun iddialı tavrını oldukça kaygılı buldum.
- I found his pretentious demeanor quite disconcerting.
Oh, la! here come the Richardsons. I had a vast deal more to say to you, but I must not stay away from them any longer.”.
We ate à la carte as that was most economic.
The restaurant had a huge à la carte menu and four specials that day.
We'll have a good crop if this good weather keeps up.
- Bu iyi hava devam ederse, iyi bir ürün alacağız.
Fewer workers meant fewer people with money to buy goods.
- Daha az sayıda işçi eşya satın alacak paralı daha az sayıda insan anlamına geliyordu.
I know this area pretty well.
- Bu alanı oldukça iyi biliyorum.
The area looked pretty clean.
- Alan oldukça temiz görünüyordu.
He landed a big trout.
- O büyük bir alabalık yakaladı.
What's your favorite way to cook trout?
- Alabalık pişirmek için favori tarzın nedir?
You can get a fine view of the sea from the mountaintop.
- Dağın zirvesinden güzel bir deniz manzarası alabilirsin.
Tom is likely going to be fined for doing that.
- Tom muhtemelen bunun yaptığı için para cezası alacak.
Do you have an extra bicycle that I could borrow?
- Ödünç alabileceğim fazladan bir bisikletin var mı?
Do we have an extra one that Tom can borrow?
- Tom'un ödünç alabileceği ekstra bir tanemiz var mı?
Our artificial island isn't very well forested yet.
- Bizim yapay adamız, henüz çok iyi ormanlık alan değil.
We may well have rain this evening.
- Biz bu akşam yağmur alabiliriz.
Aladin found a wonderful lamp.
- Alaaddin harika bir lamba buldu.
Aladin found a wonderful lamp.
- Alaaddin sihirli bir lamba buldu.
I'll get permission from my superior.
- Amirimden izin alacağım.