O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir.
- Whenever she comes back from a journey, she brings a gift for her daughter.
Bir kitap okumak bir seyahat ile kıyaslanabilir.
- Reading a book can be compared to making a journey.
Yolculuk henüz başladı.
- The journey has just begun.
O, Paris'e bir yolculuk yaptı.
- He made a journey to Paris.
Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
- I want to go on a journey around the world if possible.
Gelecek ay geziye çıkıyoruz.
- We are going on a journey next month.
Bir kitap okumak bir seyahat ile kıyaslanabilir.
- Reading a book can be compared to making a journey.
Hayat bir seyahate benzer.
- Life is like a journey.
Geziden çok hoşlandık.
- We enjoyed the excursion very much.
Oraya geziye giden odur.
- He's the one who made an excursion there.
Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
- I want to go on a journey around the world if possible.
O, yolculuk sırasında kaybettiği yüzüğü buldu.
- She found the ring that she had lost during the journey.
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
- They finished eighty miles' journey.
nought regarding, they kept on their gate, / And all her vaine allurements did forsake .
But whan ye have done that journey, ye shall promyse me, as ye ar a trew knyght, for to go and helpe me and other damesels that ar dystressed dayly with a false knyght.
... Google is just one step on a long historic journey to try ...
... and get ready for a memorable journey ...