Deniz Günü, temmuz ayının üçüncü pazartesi günü kutlanan, Japonya'nın ulusal bayramlarından biridir.
- Sea Day is one of the Japanese national holidays celebrated on the third Monday in July.
Hamursuz bayramı Mısır'da Tanrı tarafından Yahudilerin kölelikten kurtuluşu anısına kutlanan bir Yahudi bayramıdır.
- Passover is a Jewish holiday that commemorates the liberation of the Jews by God from slavery in Egypt.
Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
- He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
- Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti.
- She talked her husband into having a holiday in France.
Doktor bana uzun bir tatile çıkmamı tavsiye etti.
- The doctor advised me to take a long holiday.
Ne yazık, bu sene tatile çıkamayacaksınız!
- It's too bad that you won't be able to take a holiday this year!
O, ona uzun bir tatil yapmasını tavsiye etti.
- She advised him to take a long holiday.
Sadece bir tatil yaptın.
- You just had a holiday.
Şimdi hiçbir şekilde hasta olmama izin verilmiyor. Yarın benim tatilim.
- I am, by no means, allowed to become ill now, tomorrow is my holiday.
Koşullar bana böyle bir tatil izin vermez.
- Circumstances do not permit me such a holiday.
I want to take a French course this summer holiday.
... she's maybe by this bloody holiday I'm gonna have a massive challenge others ...
... best way best way online to actually sell TVs bizarrely high and holiday ...