Trenimiz uzun bir tünelden geçti.
- Our train went through a long tunnel.
Bu tünel onun iki katı kadar uzundur.
- This tunnel is twice as long as that one.
Onlar düşman saldırısına karşı koymak için millerce yeraltı tünelleri kazdılar.
- They dug miles of underground tunnels to resist the enemy attack.
Kudüs, tüneller ve alt geçitler kentidir.
- Jerusalem is a city of tunnels and underpasses.