Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
- I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
- Some young Japanese people prefer being single to being married.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
Gökyüzünde tek bir bulut yok.
- There isn't a single cloud in the sky.
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
- I'd like to reserve a single room.
Tek kişilik oda istiyor musunuz?
- Do you want a single room?
Duşlu tek kişilik bir oda istiyorum, lütfen.
- I'd like a single with a shower, please.
Tek kişilik banyolu ada, lütfen.
- A single room with bath, please.