Halat baskı altında kırıldı.
- The rope broke under the strain.
Benim sandığımda bir halatım var.
- I've got a rope in my trunk.
Tom ipi beline bağladı.
- Tom tied the rope around his waist.
Tom ipi güvenli bir biçimde bağladı.
- Tom knotted the rope securely.
Sana kementleri göstereceğim.
- I'll show you the ropes.