Annem televizyon seyretmekten nefret eder.
- My mother hates watching the television.
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
Felicja, TV izlemekten hoşlanır.
- Felicja enjoys watching TV.
Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum.
- I like watching Code Lyoko.
Pokémon izleyerek büyüdüm.
- I grew up watching Pokemon.
Öğrenci öğretmenin onu izlemesine çok kızdı.
- The student became very nervous with the teacher watching him.
Tom tüm öğleden sonrayı havaalanında inip kalkan uçakları izleyerek geçirdi.
- Tom spent all afternoon at the airport watching the airplanes land and take off.
Pokémon izleyerek büyüdüm.
- I grew up watching Pokemon.