Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to force you to do that.
Linda, Dan'ı evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti.
- Linda claimed she was pregnant to force Dan into marriage.
Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı.
- Tom is a retired air force major.
Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.
- Act too forcefully and you'll start a war.
Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.
- Japanese forces marched into Burma.
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
- At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Onlar geri yürürlükte olacak.
- They will be back in force.
Yasa artık yürürlükte değil.
- The law is no longer in force.
Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
- I was forced to sign my name.
Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
- Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
- Persuasion is often more effectual than force.