Bu, piyasadaki en iyi amplifikatör.
- This is the best amplifier on the market.
Bu yaz transfer piyasası her zamankinden daha heyecan verici olacak.
- This summer the transfer market will be more exciting than ever.
Çarşıdaki bir arkadaş, sandıktaki paradan daha iyidir.
- A friend in the market is better than money in the chest.
Pazarın daha zengin sektörü için çok sayıda firma yarışıyor.
- Many firms are competing for the wealthier segment of the market.
O, pazarlama bölümü yöneticisidir.
- He is the manager of the marketing department.
Tom bit pazarında birkaç iyi alışveriş buldu.
- Tom found a few good deals at the flea market.
Tom şu anda alışverişe mi gidiyor?
- Is Tom going to the market right now?
Borsada yatırım yaparak bir vurgun yaptı.
- He made a killing by investing in the stock market.
O, borsada bir servet kaybetti.
- He lost a fortune in the stock market.
O, satmak için sığır besler.
- He breeds cattle for market.
İthalatlar için pazarlar geliştirmek için epeyce çaba sarfedilmektedir.
- Many efforts have been make to develop market for imports.
O, pazarlama bölümü yöneticisidir.
- He is the manager of the marketing department.
We believe that the market for the new widget is the older homeowner.