I have met quite a few people in America.
Onlar bir hayli çok kitap satın aldılar.
- They bought quite a few books.
Bir hayli öğrenci bugün yok.
- Quite a few students are absent today.
Fransızcayı iyi konuşan birçok arkadaşım var.
- I have quite a few friends who speak French well.
Sepette birçok çürük elmalar vardı.
- There were quite a few rotten apples in the basket.
Hem Tom'un hem de Mary'nin epeyce arkadaşları var.
- Tom and Mary both have quite a few friends.
Partiye epeyce insan geldi.
- Quite a few people came to the party.