John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
- John is not as old as Bill; he is much younger.
Ben görünce çok korktum.
- I was much frightened at the sight.
Biz ondan çok şey bekliyoruz.
- We expect much of him.
Tom'un zebralarla ilgili çok şey bildiğine dair bir fikrim yoktu.
- I had no idea that Tom knew so much about zebras.
Tom ve Mary'nin pek çok ortak şeyleri yoktur.
- Tom and Mary don't have much in common.
Bana pek mantıklı gelmiyor fakat Tom koleje gitmemeye karar verdi.
- It doesn't make much sense to me, but Tom has decided not to go to college.
Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
- About how much would it cost to have this chair repaired?
Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?
- How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?
Ben köpekleri çok severim.
- I like dogs very much.
Onun köpeği uysal olduğu kadar çok sadık değildir.
- Her dog is not so much faithful as tame.
Hasta dünkü durumuyla hemen hemen aynı.
- The patient is much the same as yesterday.
O iş hemen hemen bitti.
- That job is pretty much finished.