a going in, passage, admission

listen to the pronunciation of a going in, passage, admission
Englisch - Türkisch

Definition von a going in, passage, admission im Englisch Türkisch wörterbuch

entrance
(Tıp) entrans
entrance
başlangıç
entrance
(Bilgisayar) giriş noktası
entrance
girme

Gelecek yıl giriş sınavlarına girmek zorundayım. - I have to take the entrance exams next year.

Bugün giriş sınavına girmek zorundayım. - I have to take the entrance examination today.

entrance
{f} ilgi uyandır
entrance
kapı

Giriş kapısı kilitli olduğu için biz eve giremedik. - Because the entrance was locked, we couldn't enter the house.

entrance
giriş yeri
entrance
esritmek
entrance
{i} atılma
entrance
giriş ücreti
entrance
{i} sahneye çıkma
entrance
büyüle

Tom Mary'nin şarkı söylemesinden büyülendi. - Tom was entranced by Mary's singing.

Ben sadece onun yüzünün güzelliği tarafından büyülendim. - I was simply entranced by the beauty of her face.

entrance
giriş hakkı
entrance
(fiil) büyülemek, mest etmek, hayran bırakmak, kendinden geçirmek
entrance
(Tıp) Giriş, giriş lyeri
entrance
{i} giriş yeri, giriş kapısı, giriş
entrance
vecit haline koymak
entrance
{i} giriş ücreti, giriş
Englisch - Englisch
{n} entrance
a going in, passage, admission
Favoriten