Bill ve John çene çalmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
- Bill and John like to get together once a month to shoot the breeze.
Tom buraya erken gelmek isteyen kişidir.
- Tom is the one who wanted to get here early.
Yakında Japon yemeklerini yemeye alışırsın.
- You will soon get used to eating Japanese food.
Çok azla yemek yersen şişmanlarsın.
- If you eat too much, you will get fat.
JR istasyonuna yürüyerek ulaşmak kaç dakika sürer?
- How many minutes does it take to get to the JR station on foot?
Oraya ulaşmak için uzun bir yol yürümek zorundasın.
- You have to walk a long way to get there.
Tom'u buradan çıkarmak zorundayız.
- We've got to get Tom out of here.
Tom'u oradan çıkarmak zorundayız.
- We have to get Tom out of there.
Hava kararmadan otele varmak istiyorum.
- I want to reach the hotel before it gets dark.
Oraya varmak ne kadar sürer?
- How long will it take to get there?
Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul.
- Mrs. West is busy getting breakfast ready.
Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü.
- Mother was busy getting ready for dinner.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın.
- You've got to get a steady job.
Erken başlamak istiyorum.
- I'd like to get an early start.
İlerlemenin sırrı başlamaktır.
- The secret of getting ahead is getting started.
Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon.
- Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.
Mr. White has gone to Canada.
- Bay White Kanada'ya gitti.
I went to Kobe, where I first met her.
- Onunla ilk tanıştığımız yer olan Kobe'ye gittim.
Who's your favorite heavy metal guitarist?
- Favori heavy metal gitaristin kim?
I just can't get along with him.
- Onunla anlaşamadım gitti.
Yumi went there by herself.
- Yumi oraya kendi gitti.
Lastly, she went to America.
- Son olarak o Amerika'ya gitti.
Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
I wish to go to Hawaii.
- Hawaii'ye gitmeyi diliyorum.
I want to go to America someday.
- Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.