a genus of birds, fish, throat, voracity, gulf

listen to the pronunciation of a genus of birds, fish, throat, voracity, gulf
Englisch - Türkisch

Definition von a genus of birds, fish, throat, voracity, gulf im Englisch Türkisch wörterbuch

swallow
yutmak

Gururumu yutmak zorunda kaldım. - I had to swallow my pride.

Tom gururunu yutmak ve yardıma ihtiyacı olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı. - Tom had to swallow his pride and admit that he needed help.

swallow
{i} kırlangıç

Kırlangıç kuşu yazın habercisidir. - The swallow is a sign of summer.

Kırlangıçlar gökyüzünde uçuyor. - Swallows are flying in the sky.

swallow
{f} k.dili. yutmak, kanmak, aldanmak, inanmak
swallow
yemek
swallow
yutkunma
swallow
yudumlamak
swallow
kanmak
swallow
{f} yut

Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever. - See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.

ATM, kredi kartını yuttu. - The ATM has swallowed the credit card.

swallow
yutkunmak
swallow
yutma

Gururumu yutmak zorunda kaldım. - I had to swallow my pride.

Bu kaygan propagandayı yutma. - Don't swallow that slick propaganda.

swallow
herhangi bir sözün gerçek olup olmadığını araştırmadan kabul etmek
swallow
{f} belli etmemek
swallow
{f} inanmak
swallow
i., zool. kırlangıç
swallow
{f} altında kalmak
swallow
makara yivi
swallow
{i} yudum

Eğer bir yudum su içmezsem bu hapları yutamam. - If I don't drink a swig of water, I can't swallow these tablets.

Kadın servis edilen cin ve limonu bir yudumda mideye indirdi. - The woman downed the gin and lime that was served in one swallow.

swallow
{i} boğaz

Yutarken boğazım ağrıyor. - My throat hurts when I swallow.

Yutkunduğum zaman boğazım gerçekten acıtıyor. - My throat really hurts when I swallow.

swallow
{i} çatal kuyruk
Englisch - Englisch
{n} swallow
a genus of birds, fish, throat, voracity, gulf
Favoriten