İki asker kapıda nöbet tuttu.
- Two soldiers kept guard at the gate.
O, bana kapıyı kapatmamı emretti.
- He commanded me to shut the gate.
Tom kapının mandalını açmaya çalışmak için açıklıktan çite ulaştı.
- Tom reached through the gap in the fence to try to unlatch the gate.
Bir araba giriş kapısını kapatıyordu.
- A car was blocking the gateway.
Onların evinin giriş kapısı burasıdır.
- This is the main gate to their house.
Bu büyük kapı küçük bahçeye göre oransızdır.
- This big gate is disproportionate to the small garden.
Bir araba giriş kapısını kapatıyordu.
- A car was blocking the gateway.
Giriş ücreti kapıda 30 dolar.
- Admission is $30 at the gate.
nought regarding, they kept on their gate, / And all her vaine allurements did forsake .
... banana right behind the gate was called the slender minarets after which the ...
... that leads to the gate at the city ...