a funnel, part of a chimney, wide net

listen to the pronunciation of a funnel, part of a chimney, wide net
Englisch - Türkisch

Definition von a funnel, part of a chimney, wide net im Englisch Türkisch wörterbuch

tunnel
{i} tünel

Onların Yeni Zelanda'dadaki tüneller ile ilgili çok sayıda sorunları olduklarını duydum. - I hear they have a lot of problems with the tunnels in New Zealand.

Japonya'da en uzun tünel nerede? - Where is the longest tunnel in Japan?

tunnel
yeraltı geçidi
tunnel
tünel yapmak
tunnel
tünel açmak
tunnel
{f} tünelle

Onlar düşman saldırısına karşı koymak için millerce yeraltı tünelleri kazdılar. - They dug miles of underground tunnels to resist the enemy attack.

Kudüs, tüneller ve alt geçitler kentidir. - Jerusalem is a city of tunnels and underpasses.

tunnel
(fiil) tünel açmak
tunnel
(Tıp) Kapalı yol, tünel
tunnel
tunnel diode elek
tunnel
transistör gibi amplifikatör
tunnel
yeraltında yol veya geçit açmak
tunnel
{i} galeri (maden)
tunnel
{f} tünel aç
tunnel
yeraltı yolu
tunnel
yeraltı maden ocağının yatay yolu
tunnel
tunnel disease bends
Englisch - Englisch
{n} tunnel
a funnel, part of a chimney, wide net
Favoriten