O, erimiş kurşunu bir huniye döktü.
- She poured the molten lead into a funnel.
Ödünç alabileceğim bir hunin var mı?
- Do you have a funnel I could borrow?
Tren tünelden uğuldadı.
- The train roared through the tunnel.
Onların Yeni Zelanda'dadaki tüneller ile ilgili çok sayıda sorunları olduklarını duydum.
- I hear they have a lot of problems with the tunnels in New Zealand.
Onların Yeni Zelanda'dadaki tüneller ile ilgili çok sayıda sorunları olduklarını duydum.
- I hear they have a lot of problems with the tunnels in New Zealand.
Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.
- I will try to avoid tunnels as much as possible.
Expect delays where the traffic funnels down to one lane.
... This is a conversion funnel report with ...