a fundamental ingredient

listen to the pronunciation of a fundamental ingredient
Englisch - Türkisch

Definition von a fundamental ingredient im Englisch Türkisch wörterbuch

essential
ana
essential
esas

Kahkaha iyi bir ilişkide esastır. - Laughter is essential in a good relationship.

Benzetme esasen doğrudur. - The analogy is essentially correct.

essential
gerekli

Neyi ve ne kadar çok yediğimizin farkında olma iyi sağlık için gereklidir. - Being aware of what and how much we eat is essential to good health.

Sarmısak presine benzer, patates presi lefse ,Norveç patates yemeği, yapmak için gereklidir. - The potato ricer, similar to the garlic press, is essential to making lefse.

essential
şart
essential
gerekli olan şey
essential
esas özellik
essential
asıl gerekli şey
essential
{s} asıl, esas, temel, ana
essential
(İnşaat) temel gereksinim
essential
temel

Bana kalan parayı sadece temel şeyler için harcamalıyım. - I must spend the money remaining to me only for essential things.

Tom temel olarak haklıydı. - Tom was essentially right.

essential
başlıca
essential
essential mineral bir kayadaki esas maden essential oil bitkilerden elde
essential
{s} köklü
essential
(sıfat) köklü, esaslı, başlıca, gerekli, zorunlu, esans türünden
essential
gerçek
essential
{s} esans türünden
essential
temelli
Englisch - Englisch
essential
a fundamental ingredient

    Silbentrennung

    a fun·da·men·tal in·gre·di·ent

    Türkische aussprache

    ı fʌndımentıl îngridiınt

    Aussprache

    /ə ˌfəndəˈmentəl ənˈgrēdēənt/ /ə ˌfʌndəˈmɛntəl ɪnˈɡriːdiːənt/
Favoriten