Tom tavayı ocağa koydu.
- Tom put the frying pan on the stove.
Daha büyük bir tavan var mı?
- Do you have a bigger frying pan?
Mary kızartma tavasına bazı sosisler attı.
- Mary threw some sausages into the frying pan.
Eğer balık olarak doğmuşsan, suyun altında ölmenin kızartma tavasında ölmekten daha onurlu olduğunu düşünecek kadar bilgiliyim.
- I am wise enough to think that if one is born a fish, it is more dignified to die under the water than in the frying pan.