Ben şu anki gelirimden memnunum.
- I'm satisfied with my current income.
Ben şu anki işimi bırakmak istiyorum.
- I want to quit my current job.
Ben önemli haberleri güncel tutmaya çalışıyorum.
- I try to keep current with important news.
Tom raporu güncel bir web sitesinde buldu.
- Tom found the report on a current website.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
- If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır.
- Tom is Mary's current boyfriend.
Şimdiki ekonomik kriz için cumhuriyetçi parti suçlanacak mı?
- Is the GOP to blame for the current economic crisis?
Bir anafor, suyun dairesel bir akımıdır.
- An eddy is a circular current of water.
Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok.
- Avoid opening the window; I have no great desire to feel air currents on my back.