O, fırsatı iyi kullandı.
- He made good use of the opportunity.
Onu görme fırsatı kaçırmamalısınız.
- You shouldn't miss the opportunity to see it.
Sami şans aramak için Kanada'ya gitti.
- Sami went to Canada, looking for opportunity.
Bu dünyada hiçbir güvenlik yoktur; sadece şans vardır.
- There is no security on this earth; there is only opportunity.