Tom bir sicim kuramcısı.
- Tom is a string theorist.
Polis, sahnenin arkasında sicim çeken biri olduğunu söylüyor.
- The police say there's someone pulling string behind the scenes.
Bir dizi felaket bölgeyi vurdu.
- A string of disasters struck the region.
Birçok gitarın altı teli var.
- Most guitars have six strings.
Gitarımdaki bir tel kırıldı.
- A string on my guitar broke.
Tom yaylı sazlar dörtlüsü duyduğunda sık sık Mary'yi düşünür.
- Tom often thinks of Mary when he hears a string quartet.