Satın alamadığımız atın her zaman bir kusuru olacaktır.
- The horse that we can't buy will always have a defect.
Bazı hastalıklara kusurlu bir gen tarafından sebep olunmaktadır.
- Some diseases are caused by a defective gene.
Su soğutma devresinde bir arıza bulundu.
- A defect was found in the water-cooling circuit.
Arızalar için makineyi kontrol ettiler.
- They checked the machine for defects.