a father or mother, source, head, cause

listen to the pronunciation of a father or mother, source, head, cause
Englisch - Türkisch

Definition von a father or mother, source, head, cause im Englisch Türkisch wörterbuch

parent
(isim) ebeveyn
parent
{i} çoğ. ana baba, ebeveyn: My parents and your parents are old friends. Bizim ana babalarımız eski dost. the
parent
temel
parent
veli

Komite öğretmenlerden ve velilerden oluşur. - The committee is composed of teachers and parents.

Veliler okul törenine davet edilecek. - The parents will be invited to the school celebration.

parent
(Ticaret) ana ortaklık
parent
(Ticaret) ana şirket
parent
baş

Ailen anlarsa başın belaya girer. - You'll get into trouble if your parents find out.

Ebeveynleri onun sınavdaki başarısından memnunlardı. - His parents were glad at his success in the examination.

parent
ana ya da baba
parent
ana baba

Bazı ana babalar çocukları hakkında gereksiz yere endişelenirler. - Some parents worry unnecessarily about their children.

Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler. - Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.

parent
(Tıp) paran

Bu ifadenin etrafına parantezler koymalısın. - You should put parentheses around this phrase.

Parantez içindeki kelimeleri kısaltılmış şekle koyun. - Put the words in parentheses into abbreviated form.

parent
ebeveyn

Yurtdışında okuma kararım ebeveynlerimi şaşırttı. - My decision to study abroad surprised my parents.

Onlar her zaman ebeveynlerine itaat etmiyorlar. - They don't always obey their parents.

parent
valideyn
parent
ç.ana baba
parent
ana

Tom, ana-babasına saygı duyar. - Tom respects his parents.

Bazı ana babalar çocukları hakkında gereksiz yere endişelenirler. - Some parents worry unnecessarily about their children.

parent
(Tıp) Anne veya baba
parent
kaynak
parent
{i} anne/baba
Englisch - Englisch
{n} parent