Ağırdan almak zorundasın.
- You've got to take it easy.
Tom onu ağırdan almak zorunda.
- Tom has to take it easy.
Çok fazla çalışıyorsun. Bir süre işi hafiften al.
- You're working too hard. Take it easy for a while.
Tom, işi hafiften almayı göze alamaz.
- Tom can't afford to take it easy.
Sakin ol, Tom. Sinirlenme.
- Calm down, Tom. Take it easy.
Sakin olun ve iyi geçinin.
- Take it easy and get well.
Sakin ol! O kadar gergin olma!
- Take it easy! Don't be so nervous.
I'm going home now. Take it easy.