a faltering in speech; stammering

listen to the pronunciation of a faltering in speech; stammering
Englisch - Türkisch

Definition von a faltering in speech; stammering im Englisch Türkisch wörterbuch

hesitation
tereddüt

Biraz tereddütten sonra kitabı masaya koydu. - After some hesitation, he laid the book on the desk.

O, hiç tereddüt etmeden kendi arabasını sattı. - He sold his own car without hesitation.

hesitation
ikircik
hesitation
ikircim
hesitation
duraklama
hesitation
{i} duraksama

Mary duraksamadan buz gibi suya atladı. - Mary jumped into the icy water without hesitation.

Gerçek dövüşte, duraksamanın çok tehlikeli bir şey olduğunu unutmamalısın. - In real combat, you must not forget that hesitation is a very dangerous thing.

hesitation
{i} çekinme

Tom çekinmeden arabasını sattı. - Tom sold his car without hesitation.

Tom çekinmeden odaya girdi. - Tom entered the room without hesitation.

hesitation
{i} tereddüd
hesitation
{i} takılma
Englisch - Englisch
hesitation