Onun argümanı gerçeklere dayalıydı.
- His argument was based on facts.
Sadece felsefede dairesel bir argüman kullanabilirsin ve bunun için övülürsün.
- Only in philosophy can you use a circular argument and get praised for it.
Savaş için bir kanıt sundu.
- He presented an argument for the war.
Bu bilgi savunma için önemsizdir.
- This data is immaterial to the argument.
Tartışma geçersizdir.
- The argument is full of holes.
Tartışma hızla kontrolden çıktı.
- The argument quickly got out of control.
Savaş için bir kanıt sundu.
- He presented an argument for the war.
Onun iddiası seninkinden daha radikal.
- His argument is more radical than yours.
Bu fikir benim iddiamın temelidir.
- This idea is the basis of my argument.
Bu tartışma etkili konuşma sanatından başka bir şey değil.
- This argument is pure rhetoric.
O tartışmayı yaptığımızdan beri Tom benimle konuşmadı.
- Tom hasn't talked to me since we had that argument.