Kanazawa'ya giden bir trene bindi.
- He got on a train bound for Kanazawa.
Los Angeles'a giden bir uçağa bindi.
- He boarded a plane bound for Los Angeles.
Tom unutmaya zorunlu.
- Tom is bound to forget.
Er ya da geç onun olacağı zorunluydu.
- It was bound to happen sooner or later.