Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
- The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
O, konferans sonuçları hakkında ne düşünüyor?
- What does she think about the conference results?
Bilimsel toplantılara katılırım.
- I attend scientific conferences.
Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor.
- The whole world is watching the summit conference.