Sürekli nöbet tutmalıyız.
- We must maintain a constant vigil.
Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.
- Mother asked the babysitter to watch the children.
Gözlerinde gözyaşlarıyla TV izliyordu.
- She was watching TV with tears in her eyes.
Leyla ve Sami uyanık olmak zorunda.
- Layla and Sami have to be vigilant.
Tom ve Mary uyanık olmalı.
- Tom and Mary need to be vigilant.
Sovyet Rusya'sında, televizyon seyirciyi izler!
- In Soviet Russia, television watches the audience!
Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum.
- I like watching Code Lyoko.