a device to physically arrest motion

listen to the pronunciation of a device to physically arrest motion
Englisch - Türkisch

Definition von a device to physically arrest motion im Englisch Türkisch wörterbuch

arrest
tutuklamak

Tom polislerin onu tutuklamak isteyebileceğinden korkuyordu. - Tom was afraid that the police might want to arrest him.

Onları tutuklamak zorunda kaldım. - I had to arrest them.

arrest
{i} tutuklama

Tom'u tutuklamamız gerekiyor mu? - Should we arrest Tom?

Onları tutuklamak zorunda kaldım. - I had to arrest them.

arrest
(Askeri) TEVKİF ETMEK; NEZARETTE TUTMAK
arrest
{i} durdurma
arrest
(Tıp) arest
arrest
sona erdir

Sami'nin tutuklanması onun terör dönemini sona erdirdi. - Sami's arrest ended his reign of terror.

Fadıl'ın tutuklanması onun terör dönemini sona erdirdi. - Fadil's arrest brought an end to his reign of terror.

arrest
durdurmak
arrest
kesmek
arrest
önünü almak
arrest
{i} tevkif

Onu tevkif etmiyorum. - I'm not arresting her.

Onlar onu tevkif etti. - They've arrested her.

arrest
i. tutuklama, tevkif. f. 1. tutuklamak, tevkif etmek. 2. durdurmak
arrest
mevkuf
arrest
(isim) tutuklama, tevkif, durdurma, önleme
arrest
çekmek
arrest
{f} önlemek
arrest
celbetmek under arrest tutuklu
arrest
durdurulmuş
arrest
{f} tutuklamak, tevkif etmek
Englisch - Englisch
arrest
a device to physically arrest motion

    Silbentrennung

    a de·vice to phys·i·cal·ly ar·rest mo·tion

    Türkische aussprache

    ı dîvays tı fîzîkli ırest mōşın

    Aussprache

    /ə dəˈvīs tə ˈfəzəklē ərˈest ˈmōsʜən/ /ə dɪˈvaɪs tə ˈfɪzɪkliː ɜrˈɛst ˈmoʊʃən/
Favoriten