Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a device for dispensing liquid or gas to be sold, particularly fuel

listen to the pronunciation of a device for dispensing liquid or gas to be sold, particularly fuel
Englisch - Türkisch

Definition von a device for dispensing liquid or gas to be sold, particularly fuel im Englisch Türkisch wörterbuch

pump
{i} pompa

Bu pompayı nasıl kullanacağımı bana gösterir misiniz? - Could you show me how to use this pump?

Arabama beş galon benzin pompaladım. - I pumped five gallons of gas into my car.

pump
(Denizbilim) basaç
pump
(Biyokimya) basınç
pump
ağzını aramak
pump
sok/at/salla/pompala
pump
{i} dans ayakkabısı
pump
{f} şişirmek
pump
{f} pompalamak

Kalbin işlevi kan pompalamaktır. - The function of the heart is to pump blood.

Köy halkı suyu kuyudan elle pompalamak zorundaydı. - The village people had to pump water from the well by hand.

pump
{f} out (bir yerdeki) sıvıyı (pompayla) boşaltmak
pump
{f} tulumba ile çekmek
pump
{i} tulumba
pump
{i} ayakkabı

O dans ayakkabıları giyiyordu. - She was wearing pumps.

Topuklu ayakkabılarda yüksek fiyatlar hakkında bir sürü şikayetler vardı. - There have been a lot of complaints about the high prices at the pumps.

pump
{f} ağzından lâf almak
pump
{f} inip çıkmak (barometre)
pump
papuç/pompa
pump
{f} hava basmak
pump
{f} ağız aramak
pump
(fiil) pompalamak, tulumba ile çekmek, şişirmek, hava basmak, ağzından lâf almak, ağız aramak, nefesini kesmek, inip çıkmak (barometre)
pump
{f} k.dili. ağzını aramak
Englisch - Englisch
pump

This pump is out of order, but you can gas up at the next one.