Tatoeba'nın bir hayranıyım.
- I'm a fan of Tatoeba.
Kim Kardashian'ın bir hayranı değilim.
- I'm not a fan of Kim Kardashian.
Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
- There's a ton of dust on top of the fan blades.
Tom vantilatörü çalıştırdı.
- Tom turned on the fan.
Sırası gelmişken, bu odada klimaya benzer bir şey yok. Onun sahip olduğu tek şey elle tutulan kağıt yelpaze.
- Incidentally, this room doesn't have anything like an air conditioner. All it has is a hand-held paper fan.
Bir dergiyle kendimi yelpazelendiriyorum.
- I am fanning myself with a magazine.
Rüzgarla körüklendiği için, alevler her yöne yayıldı.
- Fanned by the strong wind, the flames spread in all directions.
Rüzgar alevleri körükledi.
- The wind fanned the flames.