Masanın üstünde bir vazo vardır. - There is a vase on the table.
Masanın üstünde bir vazo vardır.
There is a vase on the table.
Oğlumun dün gece kırdığı bir vazoydu. - It was a vase that my son broke last night.
Oğlumun dün gece kırdığı bir vazoydu.
It was a vase that my son broke last night.