a country's industry, trade and finance

listen to the pronunciation of a country's industry, trade and finance
Englisch - Türkisch

Definition von a country's industry, trade and finance im Englisch Türkisch wörterbuch

economy
iktisat
economy
ekonomi

Dünya ekonomisi şimdi gerileme döneminde. - The world economy is in recession now.

Biz, bir ekonomi otelde kaldık. - We stayed at an economy hotel.

economy
tutum
economy
ekonomik

Onlar ekonomik bir araba istediler. - They wanted an economy car.

Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor. - Chinese officials say economic growth has dropped to a three-year low because of the world economy.

economy
ucuz
economy
ekonomik jüye
economy
{i} örgüt
economy
iktisat ilmi
economy
teşkilât
economy
minister of economy maliye bakanı
economy
{i} tasarruf, tutumluluk, ekonomi
economy
{i} tasarruf

Tom her zaman tasarruf yapmak için ekonomi sınıfta uçuyor. - Tom always flies economy class to save money.

Yakıt tasarrufu bu arabanın önemli bir avantajıdır. - Fuel economy is a big advantage of this car.

economy
{i} idare
economy
tutumluluk/ekonomi
economy
israftan çekinme
economy
political economy politik ekonomi
Englisch - Englisch
economy
a country's industry, trade and finance
Favoriten