a conversation in which facts or opinions are sought

listen to the pronunciation of a conversation in which facts or opinions are sought
Englisch - Türkisch

Definition von a conversation in which facts or opinions are sought im Englisch Türkisch wörterbuch

interview
görüşmek

Tom'la görüşmek istiyorum. - I'd like to interview Tom.

Onunla görüşmek istiyorum. - I'd like to interview him.

interview
{i} röportaj

Zamanımız bitti ve röportajı kısa kesmek zorunda kaldım. - We ran out of time and had to cut short the interview.

İşler için onunla röportaj yapıldı. - She was interviewed for jobs.

interview
mülakat

Umarım mülakat yararlı olur. - I hope the interview would be of profit.

Bir iş için mülakata alındım. - I was interviewed for a job.

interview
{i} mülâkat

Bir iş için mülakata alındım. - I was interviewed for a job.

Mülâkat iyi geçti mi? - Did the interview go well?

interview
{i} görüşme

Yarın öğleden sonra ikide bir iş görüşmem var. - I have a job interview at two o'clock tomorrow afternoon.

Ayrıca, bir profesörle görüşmeliyim. - In addition, I have to interview a professor.

interview
{f} ile görüşme/mülakat yapmak
interview
(Kanun) mülakat yapmak
interview
görüşme yapmak
interview
(Pisikoloji, Ruhbilim) anket
interview
(Ticaret) karşılıklı görüşme
interview
söyleşi yapmak
interview
röportaj yapmak

Onlarla röportaj yapmak isterim. - I'd like to interview them.

Bu gece bir röportaj yapmak zorunda kalacağım. - Tonight, I'll have to do an interview.

interview
{f} röportaj yap

İş için röportaj yapıldı fakat onu alamadı. - He was interviewed for the job, but couldn't get it.

O, bir röportaj yapmayı reddetti. - He refused to give an interview.

interview
{f} görüş

İş görüşmem ertelenince saat 3'e kadar boş boş gezdim. - When my interview was postponed until 3, I wandered around killing time.

Tom'un bu sabah bir iş görüşmesi vardı. - Tom had a job interview this morning.

interview
(Askeri) (INTELLIGENCE) MÜLAKAT, GÖRÜŞMEK (İSTİHBARAT): Görüşmeyi yapanın, amacı ve gerçek bağlantısı hakkında şüpheli durum olduğunu bilinen şahıstan bilgi toplaması. Toplayıcı niyet edilenden başkası olmadıkça genel olarak açıktır
interview
{f} ile röportaj yapmak
Englisch - Englisch
interview
a conversation in which facts or opinions are sought

    Silbentrennung

    a con·ver·sa·tion in which facts or opinions are sought

    Türkische aussprache

    ı känvırseyşın în hwîç fäks ır ıpînyınz ır sôt

    Aussprache

    /ə ˌkänvərˈsāsʜən ən ˈhwəʧ ˈfaks ər əˈpənyənz ər ˈsôt/ /ə ˌkɑːnvɜrˈseɪʃən ɪn ˈhwɪʧ ˈfæks ɜr əˈpɪnjənz ɜr ˈsɔːt/
Favoriten