Bazı öğretmenler, öğrencilerinin üzerinde büyük bir etkiye sahiptirler.
- Some teachers have a great effect on their students.
Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.
- The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character.
Tom sonuçları kabul etmeye hazır.
- Tom is prepared to accept the consequences.
Tom sonuçları değerlendirmek için biraz zaman istedi.
- Tom took a moment to consider the consequences.
Sonuçların aynı olmadığını vurgulamak önemlidir.
- It is important to emphasize that the consequences are not the same.
Sonuçların aynı olmadığını vurgulamak önemlidir.
- It is important to stress that the consequences are not the same.
Çabalar sonuç getirmedi.
- The efforts brought about no effect.
Sadece neden ve sonuçtur.
- It's simply cause and effect.
Antiseptiklerin etkin uygulaması hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde önemli bir konudur.
- The effective application of antiseptics is an important matter in the prevention of hospital infections.
Tom sonuçları kabul etmeye hazır.
- Tom is prepared to accept the consequences.
Tom sonuçları değerlendirmek için biraz zaman istedi.
- Tom took a moment to consider the consequences.
O gerçekten etkiliydi.
- That was really effective.
Vize yasağı yürürlükte olduğu sürece Boston'a gidemem.
- I cannot travel to Boston as long as the visa ban is in effect.
Yasa hâlâ yürürlüktedir.
- The law is still in effect.
I'm warning you. If you don't get me the report on time, there will be consequences.
... we were about to go through the worst recession since the Great Depression, as a consequence ...
... And as a consequence, we've seen millions of young people be able to afford college, ...