a compact cassette, camera, or car is a small type of cassette, camera, or car

Englisch - Türkisch

Definition von a compact cassette, camera, or car is a small type of cassette, camera, or car im Englisch Türkisch wörterbuch
compact: {s} sıkı
Tom'un bir çöp sıkıştırıcısı var. - Tom has a trash compactor.
compact: {i} pudralık
compact: aralıksız
compact: sözlü anlaşma
compact: pekiştirmek
compact: (Bilgisayar) sıkıştır
Tom'un bir çöp sıkıştırıcısı var. - Tom has a trash compactor.
compact: küçük otomobil
compact: sözleşme
compact: sık
Tom'un bir çöp sıkıştırıcısı var. - Tom has a trash compactor.
compact: antlaşma
compact: küçültülmüş
compact: (Mac) modüler olmayan
compact: {s} yoğun, kesif, sıkı, sık
compact: {s} öz
compact: kısa özlü
compact: ince taneli
compact: {s} kompakt
Kompakt çamaşır makineleri boyutlarından dolayı pahalıdır. - Compact washing machines are expensive for their size.
compact: kesif
compact: (Nükleer Bilimler) tıkız

Englisch - Englisch

Definition von a compact cassette, camera, or car is a small type of cassette, camera, or car im Englisch Englisch wörterbuch: compact

a compact cassette, camera, or car is a small type of cassette, camera, or car

Silbentrennung

a com·pact cassette, camera, or car I·s a small type of cassette, camera, or car

Historie

Favoriten