a common plant or tree

listen to the pronunciation of a common plant or tree
Englisch - Türkisch

Definition von a common plant or tree im Englisch Türkisch wörterbuch

hazel
fındık

Tom'un sincabı bir mil öteden fındık kokusunu alabiliyor. - Tom's squirrel can smell hazelnuts from a mile away.

Fındık sonbaharın ortasında hasat edilir. - Hazelnuts are harvested in mid-autumn.

hazel
fındık ağacı
hazel
ela

Sen böyle güzel ela gözlerin var. - You have such beautiful, hazel eyes.

Porsuk bir sürü tavşan ve kayın tavuğu, ela keklik, küçük kemirgenler yakalar. - Wolverine catches a lot of hares and black grouses, hazel grouses, small rodents.

hazel
Elâ göz rengi
hazel
Fındık ağacının kerestesi
hazel
Sarıya çalan kestane rengi
hazel
Fındık ağacı, (botanik) Corylus
hazel
{i} elâ

Porsuk bir sürü tavşan ve kayın tavuğu, ela keklik, küçük kemirgenler yakalar. - Wolverine catches a lot of hares and black grouses, hazel grouses, small rodents.

Sen böyle güzel ela gözlerin var. - You have such beautiful, hazel eyes.

hazel
bu ağacın kerestesi
hazel
{i} açık kestane rengi
hazel
{i} kestane rengi
hazel
{s} ela (göz)
hazel
açık kahverengi
hazel
fmdık ağaca ait
hazel
elâ hazelnut fındık
Englisch - Englisch
{n} hazel
a common plant or tree

    Silbentrennung

    a com·mon plant or Tree

    Türkische aussprache

    ı kämın plänt ır tri

    Aussprache

    /ə ˈkämən ˈplant ər ˈtrē/ /ə ˈkɑːmən ˈplænt ɜr ˈtriː/
Favoriten